Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/1904 E. 2014/242 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/1904
KARAR NO : 2014/242
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; tekel bayii işleten sanığın, katılan şirket ile imzaladığı 22/03/2005 tarihli ariyet sözleşmesine göre, katılan şirkete ait dondurmaları satması karşılığında kendisine teslim edilen derin dondurucuyu işyerini kapattığı halde katılan şirkete iade etmediği, 2006 yılı Kasım ayında katılan şirket yetkilileri tarafından sipariş almak üzere sanığa ait adrese gidildiğinde, iş yerinin boşaltılmış olduğunun ve derin dondurucunun burada bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda cezaların içtimaına ilişkin bir hüküm bulunmadığı ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 99. maddesinde “hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar” hükmünü içerdiği gözetilmeden, cezaların toplanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, “Sanığın neticeten 6.080 TL ADLİ PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA” ibaresinin çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/01/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.