Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/18824 E. 2014/11645 K. 11.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18824
KARAR NO : 2014/11645
KARAR TARİHİ : 11.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/79811
MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/09/2010
NUMARASI : 2009/1068 (E) ve 2010/677 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Şikayetçinin MSN üzerinden arkadaşı Hatice ile görüştüğünü zannederek aslında bir başkası ile görüştüğü ve MSN görüşmesinde müştekiden kontör talebinde bulunulduğu, müştekinin de çok miktarda kontörü kazıyarak şifrelerini gönderdiği, daha sonra arkadaşı Hatice ile görüştüğünde kendisinin böyle bir talepte bulunmadığını beyan etmesi üzerine yapılan soruşturmada, sanığın diğer sanık Volkan ile birlikte, bu şekilde çeşitli kişilerden kontör temin ederek sattığının anlaşıldığı, şikayetçiden de aynı şekilde kontör temin ederek sattığı, bu eylemiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delileri takdir etme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.