Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/18724 E. 2014/11418 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18724
KARAR NO : 2014/11418
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/169219
MAHKEMESİ : Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2010
NUMARASI : 2007/179 (E) ve 2010/158 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Olay tarihlerinde,bankadan kredi kartı çıkarmayı düşünen ve yeterli derecede Türkçe konuşamayan katılanı, bu hususta yardımcı olacağından bahisle Oyak Bank Armada Şubesine götüren sanığın, kredi kartı başvuru formu olduğuna inandırdığı belgeleri katılana imzalattırarak katılana ait banka hesabından, 15/02/2006 tarihinde 683 dolar ve 22/02/2006 tarihinde ise 1255 dolar parayı kendi banka hesabına havale yoluyla aktarmak suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
Maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, yargılama konusu olan ve sanığın banka hesaplarına aktarıldığı iddia edilen paraların, bankadan çekildiği 15.02.2006 ve 22.02.2006 tarihlerine ait olan ve adli emanette saklanan ödeme makbuzları, banka tediye fişleri ile döviz alım fişlerinin asılları üzerinde imza incelemesi yaptırılarak söz konusu belgelerdeki imzaların sanığa veya katılana ait olup olmadığının tespiti ile söz konusu paraların sanığa ait banka hesabına aktarılmak suretiyle mi yoksa elden teslim edilmek suretiyle mi ödendiği hususlarının da net bir şekilde açıklığa kavuşturulmasından sonra toplanan delilere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.