Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/18682 E. 2014/11348 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18682
KARAR NO : 2014/11348
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/276911
MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/06/2010
NUMARASI : 2009/1016 (E) ve 2010/650 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık Deniz’in, katılan ile tanışması sonrası yatırım araçları hususunda konu açan katılana, borsada tanıdıkları olduğunu, kendisinin buradan para kazandığını, sanık Kazım’ın Sermaye Piyasası Kurulu’nda yakınları olması nedeniyle kendi adına işlem yapamadığını belirterek katılanı borsaya girme konusunda ikna ettiği ve katılanın kendi açtığı hesaba peyder pey 130.000 TL yatırılmasını sağladığı, sanık Kazım’a da işlem yapabilmesi için şifre verdiği, Kazım’ın borsada işlem yaptığı, borsada kâr elde edilmesine rağmen paranın katılana verilmediği, bu şekilde her iki sanığın katılanı ikna ederek birlikte kendi yararlarına katılanın zararına menfaat sağlamak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanık Deniz’in, Menkul Kıymetler Anonim Şirketi’nin yaptığı teknik bazı hatalar nedeniyle hisselerde kayıp olduğunu, bu şekilde 60.000 TL zarar ettiklerini belirtmekle, sanık Deniz’e ait hesaba dair bütün kayıtların ilgili kurumdan istenmesi, bu hesaba dönem içinde kim tarafından ne kadar para yatırıldığı, bu paranın hangi tarihte ne kadar değer kazandığı, hesaptan hangi tarihte kim tarafından ne kadar para çekildiği, bu paranın katılana ödenip ödenmediği, sanıkların aynı şifreyle, belirtilen hesaba girip girmedikleri, sanık Kazım’ın, sanık Deniz’e ait hesaplarda işlem yapıp yapmadığı, katılanın, sanık Deniz’e ait şifreyle günlük işlemleri takip edip etmediği, yapılan işlemlere müdahale edip etmediği hususlarının araştırılması, yapılan teknik hata nedeniyle 60.000 TL civarında zarar oluştuğu ve bu yönde Sermaye Piyasası Kurulu’na dilekçe verildiği ve sanık Deniz’in ilgili kurumun müfettişine ifade verdiğini belirtmekle, söz konusu dilekçe ve dosyanın akıbetinin araştırılması, onaylı bir suretinin getirtilerek dosya içine konulması, bütün bilgi ve belgelerin toplanmasından sonra, sermaye piyasası, borsa, menkul kıymetler uzmanları ve serbest muhasebeciden oluşan bilirkişi kuruluna tevdii edilerek, katılanın zararının bulunup bulunmadığı, bu zararın sanıkların eyleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, teknik bir hata bulunup bulunmadığı, sanıkların aldatıcı hareketlerle katılan zararına hareket edip etmedikleri, sanık Kazım’ın, sanık Deniz’in hesabına müdahale ederek menfaat temin edip etmediği, katılana kardan pay verilip verilmediği hususlarında ayrıntılı ve denetime elverişli bilirkişi raporunun alınması ve karar yerinde sanıkların ne şekilde eylem ve fikir birliği içinde ve suç işleme kastıyla hareket ettiklerinin tartışılmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de, sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun’un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olmaları karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 09/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.