Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/18579 E. 2014/4112 K. 05.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18579
KARAR NO : 2014/4112
KARAR TARİHİ : 05.03.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/290228
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/06/2010
NUMARASI : 2010/54 (E) ve 2010/429 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın, dairesinin tadilat ve onarımı için sanığın sorumlusu olduğu, R.. İnşaat Dekorasyon Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile sözleşme imzaladığı, ancak sanığın sözleşmeye konu tadilat ve onarım işini süresi içerisinde bitirmediği, eksik teslim etmeye çalıştığının iddia edildiği somut olayda; sanığın adı geçen şirketin yetkilisi ve ortağı olduğu, bu durumun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde 31.01.2007 tarihinde yayınlandığı, dolayısıyla sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-h maddesinde düzenlenen “Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/03/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.