YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18360
KARAR NO : 2014/4187
KARAR TARİHİ : 06.03.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/213237
MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2010
NUMARASI : 2006/1533 (E) ve 2010/147 (K)
SUÇ : Nitelikli güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Şikayetçi şirket adına vekilinin 11/02/2010 tarihli duruşmada dahi şikayet içerir beyanlarının devam etmesi karşısında ; davaya katılma iradesini ortaya koymasına rağmen mahkemece katılma hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de ; CMK’nın 260. maddesi hükmü nazara alınarak şikayetçi şirket adına vekilin beraat hükmünü temyize hakkı bulunduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Z.. Mühendislik.. Ltd. ticari ünvanlı şirkete ait işyerinde sigortalı-sertifikalı doğalgaz kaynak ustası (işçi) sıfatıyla çalışan sanığın, 06/07/2005 tarihli irsaliyeli fatura içeriği ile mülkiyeti şirkete ati görünen ve 1.180 TL’den ibaret satış bedeli “kredi kartı taksitli satış yöntemi” ile M.. … Ltd. ünvanlı satıcıya ödenen suça konu “elektrikli boru diş açma makinası’nı 07/11/2006 tarihinde noterden düzenlettirdiği “istifaname” sonrası, şirket müdürü şikayetçi Salih’in sözlü istemlerine rağmen, makina bedelinin şirkete sunduğu hizmetlerden doğan alacakları karşılığı zaman içinde kendisi tarafından ödendiği dolayısıyla mülkiyetin kendisine ait olduğu gerekçesi ile sahiplenip iade etmemesi eyleminin “nitelikli güveni kötüye kullanma” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
Sanığın ünvanı belirtilen şirket işyerinde çalıştığı dönem içerisinde faturası şirket adına kesilmiş ve şirket müdürü şikayetçi Salih’in kredi kartı ile bedelli taksitle ödenmiş olduğu dosya kapsamında anlaşılan suça konu makinayı, aralarında çıkan uyuşmazlık sonucu “makinanın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ispatlar bir belge sunmaksızın” istifası sonrası, iadesi istenmesine rağmen, “makina bedelinin gerçekte kendisi tarafından ödendiği” şeklinde bir savunmaya dayanarak geri vermemesi eyleminin, atılı suçu oluşturduğu dikkate alınarak “mahkumiyetine” hükmolunması gerekirken yazılı gerekçeyle “beraatine” karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.