Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/18188 E. 2014/11802 K. 12.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18188
KARAR NO : 2014/11802
KARAR TARİHİ : 12.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/250100
MAHKEMESİ : Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2010
NUMARASI : 2009/919 (E) ve 2010/1096 (K)
SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.
Katılan M.. GSM Elektrik Telekom İnşaat Reklam Limited Şirketi’nin borçlusu olduğu 31/06/2008 keşide tarihli 16.750 TL bedelli çeki 28/07/2008 tarihinde Türkiye İş Bankası aracılığıyla sanığın hesabına ödediği ancak ödemeye rağmen, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2008/8488 Esas sayılı dosyasında ihtiyatı haciz kararına müteakiben icra takibine geçilerek bedelsiz kalan çekin tahsile konulması suretiyle atılı suçun işlendiğinin iddia edildiği somut olayda; suça konu çekin 11.06.2008 tarihinde ödenmek üzere ibrazında karşılığının olmadığı anlaşılarak karşılıksız işlemi uygulandığı, bunun üzerine sanığın vekili aracılığı ile 24.07.2008 tarihinde katılan şirket aleyhine Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2008/8488 sayılı dosyası ile çek bedeli ve fer’i alacaklar için toplam 18.312,56 TL bedelli kambiyo senetlerine mahsus takip talebinde bulunduğu ve 25.07.2008 tarihinde ihtiyati haciz talebi ile Ankara 9. Ticaret Mahkemesi’ne başvurduğu, katılanın İş Bankası aracılığı ile çek bedeli karşılığı 16.751 TL’yi sanığın hesabına havale ettiği, Ankara 9. Ticaret Mahkemesi’nin 2008/878 değişik iş sayılı dosyası ile suça konu çek ile ilgili ihtiyati haciz kararı verdiği ve bu karar istinaden alacaklı sanık vekilinin talebi üzerine 07.08.2008 tarihinde katılan şirket adresinde haciz yapıldığı ve haciz esnasında borçlu şirket yetkilisinin ödeme itirazında bulunduğu ve makbuz fotokopisini ibraz ettiği, bu husus tutanağa yazılarak hacze devam edildiği, katılan şirketin takibe itirazı üzerine alacaklı sanık vekili tarafından açılan itirazın iptali davasında Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 28.20.2008 tarih ve 2008/793 esas ve 2008/959 karar sayılı kararı ile itirazın kabulüne karar verilip, bu kararın kesinleşmesi üzerine, alacaklı sanık vekili tarafından karşılıksız çek tazminatı, çekin ibraz tarihi ile ödeme tarihi arasındaki faiz için Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2008/11058 esas sayılı dosyası ile takip talebinde bulunulduğunun anlaşılması karşısında; suça konu çek ile ilgili takip ve ihtiyati haciz talebinin ödemeden önce yapıldığı ve bu bağlamda sanığın bedelsiz senedi tahsil amacı taşıdığını söylenemeyeceği, icra takibinin sadece çek bedeli ile sınırlı olmayıp, faiz, tazminat, masraf ve vekalet ücreti gibi fer’i alacakları da kapsadığı, katılan tarafından yapılan ödemenin takibin tamamını kapsamaması nedeniyle sanıktan takibi durdurmasının beklenemeyeceği ve bu safhadan sonraki işlemlerin hukuki ihtilaf boyutunda olduğu, kaldı ki Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin anılan kararı ile itirazın kabulüne karar verildikten sonra, alacaklı sanık vekili tarafından karşılıksız çek tazminatı, çekin ibraz tarihi ile ödeme tarihi arasındaki faiz için takip talebinde bulunduğu görülmekle, sanığın suç kastı ile hareket etmediğinin ve takipten sonraki yapılan kısmi ödemedeyi takip eden hukuki sürecin taraflar arasındaki hukuki ihtilaf boyutunda olduğu anlaşılmakla, sanığın atılı suçtan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.