YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18076
KARAR NO : 2014/11366
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
Tebliğname No : 11 – 2007/213825
MAHKEMESİ : Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2007
NUMARASI : 2007/64 (E) ve 2007/191 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı,o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek,kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Sanığın eşinin katılan SGK’dan emekli maaşı alırken 26/10/2000 tarihinde öldüğü, eşine ait maaşı bankadan çekmesi için kendisine ölmeden önce verilen vekaletnameyi kullanarak maaşını çeken sanığın eşi öldükten sonrada ölümle geçersiz hale gelen vekaleti kullanıp eşinin ölümünü de katılan kuruma bildirmeyerek ve 15/09/2005 tarihli kurum tarafından düzenlenen yoklama belgesinde de eşinin yaşadığını beyan ederek, 20/11/2005 tarihine kadar 17.767.87 TL parayı çekerek kurumu zarara uğrattığının iddia edildiği olayda, Dosya içeriğine göre, eşinin ölümünü beş yıl gibi uzun bir süre maaş aldığı kuruma bildirmeyerek ve 15/09/2005 tarihli yoklama belgesinde de eşi yaşıyor gibi bildirimde bulunarak maaşını almaya devam etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 158/1-e maddesinde düzenlenen kamu kurumunu dolandırmak suçunu oluşturduğu ve buna göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK’nın 206. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, 09/06/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.