Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/17937 E. 2014/11126 K. 04.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17937
KARAR NO : 2014/11126
KARAR TARİHİ : 04.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/175353
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2010
NUMARASI : 2010/140 (E) ve 2010/621 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Şikayetçilerin..sahibinden.com isimli internet adresindeki kiralık devremülk ilanını gördükleri, ilanda belirtilen irtibat numarasını aradıklarında görüştükleri sanıkların, devremülkün belli tarih aralığı kullanım hakkını 750 TL karşılığında kiralayabileceklerini söyledikleri, bunun üzerine şikayetçi Nergiz’in banka hesabından 750 TL parayı sanıkların kullandıkları cep telefonuna sanık Raşit ‘in TC kimlik numarasını girerek havale yaptığı, ancak belirlenen tarihte gittiklerinde devremülkün kaydının olmadığının iddia olunması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin, banka veya kredi
kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delileri takdir etme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması ,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.