YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17874
KARAR NO : 2014/10769
KARAR TARİHİ : 02.06.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/139865
MAHKEMESİ : Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/01/2010
NUMARASI : 2009/534 (E) ve 2010/18 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık Sezgin’in, müştekinin çalıştığı Balıkesir M.. İlçesi S.. beldesine fidan satmak amacı ile gittiği, kendisini müştekiye M.. G.. olarak tanıttığı ve İzmir ili Ödemiş İlçesinden olduğunu söylediği, yanında diğer sanık Hamza’nın da bulunduğu, onun da kendisini katılana M.. G.. olarak tanıttığı, olay günü müştekinin dükkanına gelerek İzmir İli Ödemiş ilçesinde yaşlı bir dedenin elinde 15 kg kadar tarihi altın olduğunu elindeki altınlardan numune aldığını, yaşlı dedenin elindeki altınları 10.000 TL’ye alacağını, elinde 5.000 TL’sinin olduğunu, kendisine ortak aradığını söylediği, yanında getirmiş olduğu numuneleri müştekiye verdiği, müştekinin söz konusu parçaları kuyumcuya gösterdiği, kuyumcunun numunelerin altın olduğunu söylediği, sanık Sezgin’in müştekiyi cep telefonundan aradığı, müşteki ile Sezgin’in 5.000 TL karşılığında anlaştıkları, sanık Sezgin’in müştekiden İzmir iline gelmesini istediği, müştekinin de sanık Sezgin’in verdiği K.. ilçesi H.. türbesinin bulunduğu yere geldiği, söz konusu adreste yol üzerinde müştekiyi sanık Sezgin karşıladığı, sanık Sezgin’in müştekiye 3-5 tane numüne verdiği, diğer altınların poşet içerisinde olduğunu söylediği, müştekiden 5.000 TL’yi istediği, müştekinin de kendisinde 2.500 TL olduğunu, üzerinde başka parasının olmadığını söylediği, sanık Sezgin’ in de bunu kabul ettiği, bu sırada da yine sanık Sezgin’in yanında diğer sanık Hamza’nın da bulunduğu, müştekinin söz konusu poşeti alıp Samur beldesine geldiği, daha sonra söz konusu poşet içindeki eşyanın altın olmadığını anladığı, müştekinin sanık Sezgin ile irtibata geçtiği ancak sanıkların müştekiyi oyaladıkları ve parasını geri vermedikleri şeklinde gerçekleştiği iddia edilen olayda, müştekinin sanıkları teşhis ettiği fotoğrafların dosya içinde bulunmaması ve teşhise elverişli olup olmadıklarının anlaşılamaması karşısında, sanıklar ile müştekinin mahkemede yüzleştirilerek kendisini dolandırdığını iddia ettiği şahısların sanıklar olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi, bu mümkün olmadığı taktirde sanıkların teşhise elverişli önden ve yandan yeni çekilmiş fotoğraflarının temin edilerek sanıkların kesin teşhisinin sağlanmasından sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiren, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.