Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/17759 E. 2014/11668 K. 11.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17759
KARAR NO : 2014/11668
KARAR TARİHİ : 11.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/187726
MAHKEMESİ : Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2010
NUMARASI : 2010/127 (E) ve 2010/185 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa dolandırıcılıktan değil, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.
Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil,
sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.
Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanığın aslında SSK’lı olarak çalışmadığı halde bir iş yerinde çalışıyormuş gibi ücret bordrosu düzenleyip taşıt kredisi almak için katılan bankaya müracaat ettiği ve ücret bordrosunu bankaya verdiği, daha sonra taşıt kredisini alıp kullandığı, taşıt kredisini kullandıktan sonra bankaya geri ödemediği, yapılan araştırma sonucu sanık tarafından bankaya verilen ücret bordrosunun sahte olarak düzenlendiğinin ve sanığın SSK’lı olarak çalışmadığının tespit edildiği somut olayda; sanığın bahse konu işyerinin sahibi ve ortağı olduğunu bankaca bordro istenmesi üzerine o şekilde hareket ettiğini beyan etmesi karşısında, ilgili firmanın ticaret sicilinden kayıtlarının istenerek sanığın suç tarihinde firmanın sahibi veya ortağı olup olmadığı, sahibi veya ortağı olduğunun anlaşılması karşısında kredi alıp alamayacağı, bordro zorunluluğunun bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak, firmanın diğer ortak ve sahipleri olduğu söylenen ve kredi sözleşmesinde kefil olarak gözüken C.. B..ve S..B..in de dinlenilerek, bu şahıslar hakkında açılan kamu davası bulunup bulunmadığı bulunduğunun anlaşılması halinde davaların birleştirilerek birlikte görülmeleri hususunun gözetilmeyerek eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.