YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17718
KARAR NO : 2014/11179
KARAR TARİHİ : 04.06.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/176683
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2010
NUMARASI : 2009/1374 (E) ve 2010/113 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Yenimahalle İlçesi Ragıp Tüzün Caddesindeki Ziraat Bankasından emekli maaşını çeken katılan bankanın önünden ayrılarak yolda yürüdüğü sırada yanına gelen sanıkların katılana hitaben “Amca nasılsın, iyi misin? Bir cenazemiz vardı, rahmetlinin vasiyeti var, bildiğin fakir biri varsa ona hayır işleyelim, para yardımı yapalım” dediği, katılanın tanıdığı fakirler bulunduğunu belirtmesi üzerine, sanıklardan birinin cebinden para destesi çıkartarak katılana ”gel şurda hoca var, onunla da görüşelim, öyle parayı verelim” diyerek katılanı bir iş merkezinin alt tarafına doğru götürdüğü, burada sanıkların ” al amca şu parayı ” diyerek bir deste parayı katılana verdiği, hemen sonra ” amca hoca parayı devir yapacak sen de para varsa sen de ver, onu da devir yapalım ” diyerek katılandan 1.480 TL’yi alıp yukarı kata çıktığı, diğer sanığın bir süre sonra katılana ”sen de yukarı çık” diyerek gönderdiktan sonra ortadan kaybolduklarının iddia ve kabul olunması karşısında, eylemin temas ettiği 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 04.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.