YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17415
KARAR NO : 2014/3533
KARAR TARİHİ : 26.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/215901
MAHKEMESİ : Tekkeköy(Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/03/2010
NUMARASI : 2009/43 (E) ve 2010/191 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, ruhsatı T..A..adına olan aracı bir günlüğüne kiralayarak tanık Mustafa’nın yanına geldiği, tanık Mustafa ile konuştuktan sonra Samsun Tıp Fakültesi Hastanesinde hastası olduğunu acil paraya ihtiyacı olduğunu belirtip beraberinde getirdiği başkasına ait olan …… plakalı aracı satmak istediğini söylediği, tanık Mustafa’nın, sanığı katılanın yanına getirdiği, katılan ile sanığın aracın satımı konusunda anlaştıkları, sanığın, eşinin hastanede rehin olduğunu söyleyip kaparo istediği katılanın sanığa 500 TL kaparo verdiği, sanık ile katılanın Samsun İline gittikleri, sanığın, burada aracı bırakarak ayrıldığı, daha sonra söz konusu aracın sanığa ait olmadığının anlaşıldığı, sanığın bu şekilde hileli davranışları ile katılanı aldatıp onun zararına kendisi yararına 500 TL haksız kazanç sağlayıp atılı dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 51/2. maddesine göre, cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabileceği, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edileceği, koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverileceği hükmüne yer verildiği, malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenleyen aynı Kanun’un 168. maddesinde, failin, azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmî geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşaması dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı Kanun’un 51. maddesinde bir koşul olarak gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbir şartına bağlı tutulması imkanının bulunmadığı, böyle bir uygulamanın, mağdurun zararını soruşturma veya kovuşturma aşamalarında gidermeyen faillere yeni bir olanak tanırken, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zararı ödeyen sanık veya sanıklar aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı, maddenin düzenleniş amacının da bu şekilde yorumlanamayacağı gözetilmeyerek, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında ertelemenin, katılanın uğradığı zararın giderilmesi şartına tabi tutulması,
2-5237 sayılı TCK’nın 157. maddesinde hapis cezası yanında adli para cezası da öngörüldüğü halde, sadece hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.