YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17278
KARAR NO : 2014/3316
KARAR TARİHİ : 24.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/187468
MAHKEMESİ : Mersin 3. Ağır ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/01/2010
NUMARASI : 2009/424 (E) ve 2010/19 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, şikâyetçilerden Bahattin ile cezaevinde aynı koğuşta kısa bir süre birlikte kaldıkları, tahliye olduktan sonra Bahattin’in ailesinin yanına giderek “Ben gardiyanım, Bahattin ile çok samimiyim, kendisine çok ceza verildi, tanıdığım hâkimler var, bir miktar para verilmesi halinde onu kurtarabilirim, bu iş için 10.000,00 TL masrafınız olur” diyerek çıkar sağlamaya çalıştığı, ayrıca “Bahattin’in parası yok, ona götürülmek üzere bana 50,00 TL verin” dediği, İ.. T..’in de “Üzerimde o kadar para yok” diyerek 15,00 TL parayı sanığa verdiği, bu şekilde sanığın haksız menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın, mağdur İlyas’a kendisini infaz koruma memuru olarak tanıtarak kardeşi hakkında bilgiler vermek suretiyle mağdurun denetim imkânını ortadan kaldırıp güvenini kazandıktan sonra haksız menfaat temin ettiği anlaşıldığından, sanığın nitelikli yalan boyutuna ulaşan eyleminin, TCK’nın 157/1. maddesinde yer alan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, mahkûmiyeti yerine, yazılı şekilde beraatına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.