Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/17121 E. 2014/3683 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17121
KARAR NO : 2014/3683
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/197636
MAHKEMESİ : Lalapaşa(Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/01/2010
NUMARASI : 2007/51 (E) ve 2010/2 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılan M.. K..’ın oğlunu evlendirmek istediği, bu durumu bilen ve evlilik işlerinde aracılık yapan sanık Ş.. O..’ın katılan Mehmet’e, oğluna kız bulacağını, kızın ihtiyaçlarını karşılamak için de 5000 TL vermesi gerektiğini söylediği, katılanın da bu teklifi kabul ettiği, 22.06.2007 tarihinde sanık Şükrü’nün katılanı arayarak, oğluna kız bulduğunu, bulduğu kızı Ordu’ya gidip getirmesi için 500 TL gerektiğini söylemesi üzerine katılanın bu miktar parayı posta havalesi ile sanığa gönderdiği, akabinde tarafların 02.07.2007 tarihinde İstanbul İli Esenler İlçesinde buluştukları, bu buluşma sırasında diğer sanıklar B..G.., S..Ş..ve C.. S..’ın da bulunduğu, gelin adayı sanık Bedriye’nin bu buluşma sırasında ve daha sonra sanık Cevat’a baba diye hitap ettiği, burada yapılan görüşme sonucunda varılan anlaşma çerçevesinde 3.7.2007 tarihinde Edirne’ye gelip nikah işlemlerine başladıkları, katılanların sanık Bedriye’ye yapılacak evlilik kapsamında 3000 TL tutarında altın aldıkları, 04.07.2007 tarihinde sanık Bedriye ile katılanın oğlu M.. K..’ın U.. K…Muhtarının yaptığı nikah sonucu evlendikleri, katılanların 5000 TL’yi sanıklar Şükrü, Cevat ve Saadettin’e verdikleri, parayı alan sanıkların nikahtan sonra U.. K.. ayrıldıkları, 05.07.2007 günü sanık Bedriye’nin nikahta kendisine takılan altınları da alarak katılanlara ait evden kaçtığı, durumu fark eden katılanların sanığı köyün çıkışına doğru kaçarken yakaladıkları, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içinde katılanları hileli hareketler ile kandırarak haksız menfaat temin ettiklerinin iddia edildiği olayda, katılanların aşamalarda değişmeyen ifadelerinde dolandırıldıklarını beyan etmeleri, sanık B..G..in soruşturma aşamasındaki savunmasında, nikahtan önce diğer sanıklar ile konuşup para ve altınlar için evlenmeyi kabul ettiğini, nikahın olacağı akşam kendisini katılanlara ait köyden kaçırmaları hususunda diğer sanıklar ile anlaştığını, ancak gelmemeleri üzerine nikahta takılan altınları alarak kaçtığını belirtmesi, bu ifadenin bir kısım tanık anlatımlarıyla doğrulanması, sanık Bedriye’nin evlendikten bir gün sonra suça konu ziynet eşyaları ile birlikte kaçarken katılanlar tarafından yakalanması ve dosya içinde bulunan havale dekontu içeriğine göre, sanıkların eylemlerinin sübuta erdiği gözetilmeden, atılı suçtan mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.