Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/17120 E. 2014/9462 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17120
KARAR NO : 2014/9462
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/197331
MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2010
NUMARASI : 2007/31 (E) ve 2010/227 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın yasal bir şirket kurmaksızın A…. Şirketler Grubu adı altında, gazetelere, “yüksek maaşla villalarda çalışacak bahçıvan aranıyor” diye reklam vererek ve kendisini İ. A. olarak tanıtarak başvuruda bulunan kişilerden güvence parası altında paralarını alarak kandırdığı ve paralarını kendisine mal edindiği, bu şekilde müracaat eden bir çok kişiyi dolandırdığı ve hakkında birden fazla soruşturma dosyası bulunduğu, şikayetçi A.. K..’dan da 1600 TL teminat istediği ancak, şikayetçinin yanında 400 TL olması nedeniyle kendisinden 400 TL parayı güvence parası adı altında alarak menfaat temin edip şikayetçiyi dolandırdığı iddia edilen somut olayda; katılanın “ben sanıkla hiç muhattap olmadım, şirket temsilcisi olduğunu söyleyen D. Ş. isimli bayanla muhattap oldum, 400 TL’yi ona verdim, bana bu şahıs makbuz verdi” şeklinde beyanda bulunması karşısında, D. Ş. isimli şahsın açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilip şahsın celp edilerek sanığı tanıyıp tanımadığı, şikayetçiden makbuz karşılığı aldığı 400 TL’yi ne gaye ile aldığının sorulması, iddianame ve gerekçeli kararda sanığın kendisini “İ. A. olarak tanıttığı iddiasının kabul edilmiş olmasına rağmen şikayetçi beyanında yahut dosya arasındaki hiçbir belgede sanığın bu isimle kendisini tanıtmış olduğu emaresine rastlanmamış olması karşısında, sanığın ve katılanın celp edilerek bu hususun sanıktan ve katılandan sorulması, ilanda ve kartvizitte irtibat numarası olarak verilen telefon hattının sahibinin Y. E. Ö. olduğunun Telekom tarafından bildirilmesine göre bu şahsın celp edilerek konu ile ilgili ifadesinin alınması, A…. şirketler grubunun ticaret sicilden gerçekte var olup olmadığı araştırılmaksızın aslen bulunmadığının kabul edilmesine göre bu hususun ticaret sicilden sorulması ve sanığın celp edilerek bu şirketin fiilen var olup olmadığı, böyle bir şirket için gazeteye ilan verip vermediğinin sorulması gerekirken bu hususlar araştırılmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde sanık hakkında mahkumiyet hükmü verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/05/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.