Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/17096 E. 2014/9405 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17096
KARAR NO : 2014/9405
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/186228
MAHKEMESİ : Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2010
NUMARASI : 2010/71 (E) ve 2010/157 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, aynı apartmanda oturan katılan H. fal baktığı ve eşi ile ayrılmaları için kendisine büyü yapıldığını ve bu büyüyü bozabileceğini söyleyerek katılandan her ay 300-400 TL olarak toplam 5.000 TL para alarak katılana muska yazdığı, yine katılan N. da aynı şekilde büyü yapıldığını söyleyerek muska yazdığı ve bunun karşılığında çeşitli aralıklarla toplam 5.500 TL para aldığı, katılan N. kardeşi olan diğer katılan B. ile de eşi ile sorunlarının yapılan büyüden kaynaklandığını ve bu büyüyü bozabileceğini söyleyerek B. da yazdığı muskalar karşılığında toplam 1.750 TL para aldığı şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi
suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın, eylemi teselsül ettiği halde hükmolunan cezasının zincirleme suç hükümlerine göre artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.