Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/17094 E. 2014/9422 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17094
KARAR NO : 2014/9422
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/186101
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/05/2010
NUMARASI : 2009/937 (E) ve 2010/609 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanıkların, Aras Kargo acentasının işletimini devralmak için katılanı ikna ederek sanık Sinan’ın hesabına 15.963 TL para yatırmasını sağladıkları daha sonra da paranın yetmediğini söyleyerek sanık Ekrem’in katılandan 10.000 TL daha alıp işlemin gerçekleşmediğini söyleyerek oyalayarak yatan parayı harcadıkları ve katılana iade etmedikleri iddia edilen olayda Aras Kargo A.Ş.nin 24/02/2010 tarihli yazısında sanık S.. H..’ın acentelik alma talebinin görüşüldüğü, koşulları bulunmadığından görüşmenin sonlandırıldığı, herhangi bir evrak verilmediğinin bildirilmesi karşısında, sanıkların baştan itibaren
dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerinden söz edilemeyeceği, acentalık almak için Aras kargo ile görüştükleri, acentelik verilmeyeceğinin anlaşılmasına rağmen parayı iade etmeyerek mal edindikleri şeklinde gerçekleşen eylemlerinin kül halinde güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kabule göre de;
Sanık hakkında; 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesi gereğince hüküm kurulurken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hapis cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Ekrem ve sanık Sinan müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakların gözetilmesine, 13/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.