Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/17012 E. 2014/10557 K. 28.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17012
KARAR NO : 2014/10557
KARAR TARİHİ : 28.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/121911
MAHKEMESİ : Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/10/2009
NUMARASI : 2009/83 (E) ve 2009/192 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler,internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Sanığın, şikayetçi M. D. K. yapmış olduğu alışverişe karşılık şikayetçi M. D. K. 15.11.2006 keşide tarihli 3.000 TL bedelli çeki verdiği, müşteki M. D. K. tarafından çek tahsil için bankaya ibraz edildiğinde söz konusu çekin sahte olduğunun belirlendiği, çekte keşideci olarak görülen şikayetçi E. söz konusu çeki İstanbul ilinde daha önceki bir tarihte çaldırmış olduğu, sanığın sahte olarak düzenlenmiş olan çeki kullanmak ve şikayetçi M. D.K. söz konusu çeki vererek alışveriş yapmak suretiyle sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve sahte resmi belgede suçlarını işlediği iddia edilen somut olayda; sanığın, aşamalardaki savunmasında; Osmaniye’de motosiklet pazarında kendisine ait bir motosikleti suça konu çek karşılığında Adana İli Ceyhan İlçesinde ikamet ettiğini bildiği H. G. isimli şahsa sattığını ve bu şekilde çeki elde ettiğini belirtmesi karşısında, adı geçen şahsın açık kimlik ve adres bilgilerinin araştırılarak tespiti halinde beyanına başvurulmadan; ayrıca suça konu çek arkasında sanıktan önce ciro imzası bulunan S… Sanayi Ürünleri Ticaret Ltd. Şti.’nin ticaret sicil gazetesinde kaydı bulunup bulunmadığı araştırılıp var ise
keşide ve suç tarihi itibariyle imzaya yetkili temsilci ve çalışanları dinlenilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde adli para cezası tayininde, yazılı şekilde, 5275 sayılı Kanun’un 106. maddesinde öngörülen gün para cezası yerine; çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi sırasında; infazda tereddüt oluşturacak şekilde doğrudan haksız elde olunan yararın iki katı esas alınmak suretiyle uygulama yapılması ,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.