Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/17001 E. 2014/9505 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17001
KARAR NO : 2014/9505
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/96805
MAHKEMESİ : Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/10/2009
NUMARASI : 2008/381 (E) ve 2009/434 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar müdafilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteminin, süresinden sonra olması ve hükmedilen cezaların süresine göre 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
1-Sanık G.. Ö..’in, A…. Turizm İnşaat Tic. Ltd. Şti’nin ortağı olduğu ve şirket ana sözleşmesine göre şirketi Ç.. T.. ile birlikte temsile yetkili olduğu, şirkete ait çekleri çift imza ile imzalamaya yetkili kılındıkları halde, sanık Gülsün’ün İş Bankası Şarampol şubesine ait 08/07/2005 tarihli, 3237380 seri nolu ve 10.750 TL bedelli çeki tek başına imzalayarak kullanması için şirketin işlerini fiilen yürüten sanık İ.. K..’a verdiği, İçten’in de söz konusu çeki şirket adına alınan endüstriyel mutfak karşılığında katılanın ortağı olduğu Ö…. Endüstriyel San. ve Tic. Ltd. Şti’ye verdiği, sanıkların bu şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda; sanık Gülsün’ün katılan şirkete, aralarında var olan ticari bir ilişkiye istinaden, temsilcisi olduğu şirket adına çek düzenleyerek vermesi, çekin karşılıksız kalması sonrasında borcunu inkar etmeyerek, çekin bedelini hüküm tarihinden sonra katılan şirkete ödemesi, sanık Gülsün’ün, çekin şirket yetkilisi ikinci kişi tarafından imzalanmadığından haberinin olmadığına dair beyanlarının aksini gösterecek bir delilin de bulunmaması ve hesap sahibi adına müştereken çek keşide etme yetkisi bulunanların, tek imza ile çek keşide etmeleri durumunda, hesap sahibi gerçek ya da tüzelkişinin hukuki ve cezai sorunluluğu
bulunmamakta ise de; Türk Ticaret Kanunu’nun 730. maddesi yollaması ile 590. maddeleri uyarınca çekten kendi adına sorumlu olduğu ve bu nedenle, sanık Gülsün’ün tek başına keşide ettiği çek, hukuken geçerli bir çek niteliğinde olup, ondan çek bedelinin tahsil edilmesinin olanaklı olması karşısında; sanıkların atılı suçtan beraatlarına karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde mahkumiyetlerine hükmolunması,
2-Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir. Bu açıklama kapsamında sonuç adli para cezasının gün karşılığı belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde haksız elde olunan menfaatin iki katı esas alınıp, TCK’nın 62. maddesi uygulanırken de para cezası üzerinden indirim yapılması suretiyle fazla ceza tayini;
b- 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi uyarınca adli para cezasının indirilmesi sırasında, hesap hatası sonucu sanıklar hakkında fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/05/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.