Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/16874 E. 2014/9733 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16874
KARAR NO : 2014/9733
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/215775
MAHKEMESİ : Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/11/2009
NUMARASI : 2008/384 (E) ve 2009/355 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Katılanın işlettiği ileri sürülen A… Plastik ünvanlı işyerine 30/11/2005 tarihinde gelen ve kendini Bursa Yenişehir ilçesinde sebze işi ile uğraşan kişi olarak tanıtan sanığın, satın aldığı sulama hortumu bedeline karşılık, keşideci imzasının sahte olduğu 15/09/2009 tarihli bilirkişi raporu ile anlaşılan I… … Ltd. Ticari ünvanlı şirketin Vakıfbank / Beşiktaş şubesi nezdinde bulunan hesabından üretilmiş 15/02/2006 keşide tarihli, H 8548767 seri no’lu 10.500 TL bedelli hamiline düzenlenmiş çek yaprağını tek ciranta sıfatıyla imzalayıp (kendisine ulaşılmayacak bir adres yazıp ve aboneliği adına olmayan cep telefonu numarasını belirterek) vererek haksız yarar sağlanması eylemlerinin “nitelikli dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
Soruşturma aşamasında ilgili şubesinin dosyaya giren 10/06/2008 tarihli cevabı yazısında; suça konu çek yaprağının sahte olmadığı ancak keşideci imzasının şirket hisselerini 23/11/2005 tarihinde devreden ortak M. Y. ait olduğunun bildirilmesi sanığın aşamalarda değişmez anlatımlarında çeki mal sattığı müşterisinden temin edip cirolayarak verdiğini savunması, suça konu çekte A. A. cirosu da bulunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak;
Bursa C. Başsavcılığının 11/11/2008 tarihli yetkisizlik kararı ile Sarıyer C. Başsavcılığına gönderdiği 2007/4627 soruşturma no’lu evrak akıbetinin araştırılması, adları geçen şüpheliler hakkında dava açılmış ise dosyanın getirilip incelenmesi bu davayı ilgilendiren bilgi-belgelerin onaylı örneklerinin alınması, suça konu çek yaprağının da bulunduğu çek karnesinin hangi tarihte kime teslim edildiğinin öğrenilmesi, Işık … Ltd. ünvanlı şirketin imza yetkilisiyken, İstanbul 39. Noterliğindeki 14/11/2005 tarih ve 12817 yevmiye no’lu sözleşmesi ile tüm hisseleri devreden M. Y. iddia ve savunmalar doğrultusunda beyanının alınması, gerektiğinde karşılaştırmaya esas yazı, rakam ve imza örneklerinin alınıp, çekin ön yüzündeki yazı, rakam ve keşideci imzasının bu kişiye ait olup olmadığı hususunda yeniden bilirkişi raporu aldırılması toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde kararlar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.