Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/16795 E. 2014/9432 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16795
KARAR NO : 2014/9432
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/204131
MAHKEMESİ : Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/07/2010
NUMARASI : 2009/956 (E) ve 2010/857 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suça konu cep telefonu kendi elindeyken alıkonulması nedeniyle suçtan zarar gören mağdur Ö.. Ş..’in, davaya katılmaya ve 5271 sayılı CMK’nın 260. maddesinin 1. fıkrası uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenip, aynı Kanun’un 237/2. maddesi uyarınca katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.
Müşteki M.. Ö..’ün arkadaşı olan sanığın, müştekiden görüşme yaptıktan sonra iade etmek üzere aldığı cep telefonunu geri vermeyerek sattığı olayda, zilyetliğin devrinin söz konusu olmaması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 12/06/2012 tarih ve 2011/15-440 Esas ve 2012/229 Karar sayılı kararı gereğince; sanığın eylemin hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği halde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, mağdurun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.