Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/16717 E. 2014/8707 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16717
KARAR NO : 2014/8707
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/152066
MAHKEMESİ : Fatih 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2009
NUMARASI : 2009/810 (E) ve 2009/713 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, önce 23.07.2009 tarihinde İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde yatmakta olan ikiz çocukları için Kan Merkezine kan aramaya gelen müşteki A. yanına yaklaşarak kan bulunmasına yardımcı olacağını söyleyerek önce Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Acil polikliniğinin önüne götürdüğü, sonrada cep telefonu ile bir yerle konuşuyormuş gibi yaptıktan sonra, kan için lazım diyerek müştekiden 120 TL parayı alıp kan getireceğini söyleyip yanından ayrıldığı ve bir daha geri dönmediği, sanığın sonrasında aynı şekilde 13.08.2009 tarihinde İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hasatanesi nde yatmakta olan
annesi için Kan Merkezine kan aramaya gelen müşteki F. I. yanına yaklaşarak “Bende kan arıyorum. Gel birlikte arayalım” dediği ve sonrada cep telefonu ile bir yeri arayıp konuşarak sanki kan arıyormuş gibi yaptıktan sonra müştekiyi Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Acil polikliniğinin önüne götürdüğü, burada kan için lazım diyerek müştekiden 180 TL parayı alıp kan getireceğini söyleyip yanından ayrıldığı ve bir daha geri dönmediği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olaylarda, sanığın eylemlerinin; 5237 Sayılı TCK’nın 158/1-b maddesinde düzenlenen kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın gözetilmesine, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.