YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16586
KARAR NO : 2014/3168
KARAR TARİHİ : 20.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/174204
MAHKEMESİ : Vezirköprü Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/03/2010
NUMARASI : 2009/105 (E) ve 2010/49 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükmün başına duruşmaya katılan Cumhuriyet savcısının adı-soyadı ve sicilinin CMK’nın 232/2-b hükmü gereği mahkemece yazılması mümkün görülmüştür.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Ç.. V.. D..mükellefi K..P..Ürünleri Pazarlama (Naim-Yavuz ……..) ticari ünvanlı işletmenin Samsun/K… ş…de satış elemanı olarak çalışan katılanın, şube temsilcisi olduğu söylenen A..Ö..’nun talimatları doğrultusunda telefon vasıtasıyla iletişime geçtiği kum ocağı işleticisi sanık Mehmet’in “V…-Ö…’de yıkama-yağlama işyeri açacaklarından ihtiyaç duydukları ve bedelini teslim anında peşin ödeyeceklerini” söylediği 05.02.2009 tarihli sevk irsaliyesine konu madeni yağları, teslim-ödeme yerine, aynı şubede şoför olarak çalışan tanık M.. T..’in kullandığı araçla götürmeleri, başlangıçtan beri fikir ve eylem birliği içinde hareket eden sanıkların, mal geldiğinde henüz araçtan indirilmemişken kum ocağında yazıhane olarak kullanılan bölüme birlikte geçip şikayetçinin de görebileceği şekilde; sanki sanıklar Mehmet ve İbrahim’in sanık İsmail’e ceplerinden çıkardıkları paraları veriyorlarmış izlenimini yaratıp tekrar katılanın yanına geldiklerinde “..peşin satış bedelinden paylarımıza düşeni İsmail’e verdik, İsmail’in Vezirköprü’de birinden alacağı var, siz malı indirin, birlikte ilçeye gidin İsmail alacağını alsın ve paranın tamamını size orada versin…” sözünü kararlaştırılan senaryoya uygun şekilde söyleyip, “..nasıl olsa bizimle gelecekler…” düşüncesine kapılan katılanı inandırmaları sonrası malın oraya indirilmesinin sağlanması, sanık Mehmet’in kum ocağında kalıp diğer iki sanığın katılan ve ismi geçen tanıkla İlçeye gitmeleri, girişte sanık İsmail’in “…galericideki alacağımı alıp geleyim” diyerek araçtan inmesi, beklenilmesine rağmen buluşma yerine gelmemesi, bu arada sanık İbrahim’in de bir şekilde katılanı atlatarak ortadan kaybolması, malın indirildiği yerden kısa süre içinde başka bir yere taşınması, bir kısım malın aynı günün akşamı saat 21:00 sıralarında usulüne uygun yapılan aramada Havza İlçesinde S.. D..’a ait işyerinde ele geçmesi şeklinde gelişen eylemlerin “dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
1- Yukarıda giriş, gelişme ve sonuç bölümleri özetlenen somut olayda; fikir ve eylem birliği içinde hareket eden ve önceden kararlaştırdıkları senaryoya uygun olarak davranan (tebliğname tebliği aşamasında kardeşi Hasan tarafından vefat ettiği bildirilen sanık Mehmet haricinde) sanıkların; suça konu madeni yağların teslimini, kaba yalanlardan öteye geçen söz ve davranışlarıyla sağladıkları böylece haksız menfaat elde ettikleri sübuta ermiş olmakla yüklenen “dolandırıcılık” suçundan mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle beraatlerine hükmolunması,
2-Kardeşi H..C..’nin 12.11.2012 tarihli beyanı ve elektronik ortamdan 29.01.2014 tarihinde alınan nüfus kaydına göre; karardan sonra 25.08.2010 tarihinde vefat ettiği görülen sanık M.. C.. hakkında açılan kamu davasının TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.