YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16542
KARAR NO : 2014/9175
KARAR TARİHİ : 08.05.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/156373
MAHKEMESİ : Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/03/2010
NUMARASI : 2009/492 (E) ve 2010/138 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; Sanığın, Türkiye Finans Katılım Bankası nezdinde bulunan şahsi hesabından verilme suça konu çek yapraklarını, E.. G.. namına keşide edip vermesi, onun da Karadeniz Vergi Dairesi mükellefi Atacan Ticaret temsilcisi katılan S. vermesini müteakip; 30.10.2006 tarihli imzasını havi el yazılı “ödemeden men talimatını” 01.11.2006 ve 10.11.2006 keşide tarihli iki çek yaprağını kapsar şekilde bankaya sunarak, katılanın alacağına ulaşma imkanını daraltarak haksız yarar sağlaması eyleminin sûbutu halinde ”bankanın maddi varlıklarından olan çek yaprakları kullanılmış olacağından” TCK’nın 158/1-f maddesinde tanımlanan “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri tayin ve takdir görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilip “görevsizlik” kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza süresi bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 08/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.