Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/16424 E. 2014/8295 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16424
KARAR NO : 2014/8295
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/162787
MAHKEMESİ : Savaştepe Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/01/2010
NUMARASI : 2008/36 (E) ve 2010/10 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, kendisini Halil İbrahim Kaya ismiyle katılan ile tanışıp 250 adet kavak ağacı olduğunu satmak istediğini söyleyip 8250 TL bedelle satımı konusunda anlaşıp 650 TL kapora aldığı, daha sonra da para lazım diyerek toplam 3000 TL daha aldığı ancak katılanın kavakları kesmek için geldiğinde kavakların başkasına ait olduğunu öğrendiği şeklinde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Baştan belirlenen haksız menfaati elde etmek için sanığın, katılandan değişik zamanlarda birden fazla kez para almasının zincirleme suç koşullarının oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)Tekerrüre esas alınan ilamın 28.09.2006 tarihinde kesinleştiği suç tarihinin 02.08.2006 olduğu anlaşıldığından adli sicil kaydındaki ilamın tekerrüre esas teşkil etmediği gözetilmeden TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.