Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/16418 E. 2014/8292 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16418
KARAR NO : 2014/8292
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/154901
MAHKEMESİ : Adana 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2009
NUMARASI : 2008/914 (E) ve 2009/841 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, internet ortamında satılık araba ilanı vererek kendi telefonunu irtibat telefonu olarak yazdığı ve müşteki E. K.’ya ait arabanın plakasını vererek müşteki N.. K..’a müşteki E. K.’ya ait renault Megan marka araca talip olduğunu ve irtibat telefonunu aradığı irtibat telefonunu arayarak aracın satımı konusunda anlaşıp 300 TL kapora parası aldığı, müştekinin aracın başkasına ait olduğunu anlamasına rağmen kapora parasını müştekiye teslim edilmediği iddia edildiği olayda, sanığa yüklenen eylemin, TCK’nın 158/1-f maddesinde öngörülen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.