Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/16386 E. 2014/8195 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16386
KARAR NO : 2014/8195
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/151732
MAHKEMESİ : Uşak 1.Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/06/2009
NUMARASI : 2007/53 (E) ve 2009/530 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Daha önce adli mercilerce usule uygun olarak herhangi bir tebligat yapılmayan adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz, temyiz talebinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan temyiz incelemesinde,
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, evlenmek isteyen katılana, kendisini akrabası olan bir hanımla evlendireceğini söylediği, bu nedenle birlikte Uşak otogarına geldikleri ve taksiye bindikleri, sanığın taksi parası olarak katılandan 60 TL aldığı ve ayrıca şarjım bitmiş diyerek kullanmak amacı ile katılana ait cep telefonunu isteyip aldıktan sonra katılanı bir bayanla görüştürüp ona “Sen burada bekle ben hemen geleceğim” diyerek katılana ait cep telefonunu aldığı ve uzaklaşıp bir daha geri dönmediği, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın baştan itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket ederek, katılana yönelik uzunca bir süre hileli hareketler yaptığı, sanığın temel amacının, katılanın elindeki telefonu onun kandırılması suretiyle alınması olduğu, sanığın, zilyetliğin geçici tesliminden önce telefonu almak amacıyla yoğun bir şekilde hile yaparak haksız menfaat temin etmiş olması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle aynı kanunun 155/1. maddesi gereğince sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 28/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.