YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16317
KARAR NO : 2014/8592
KARAR TARİHİ : 30.04.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/115817
MAHKEMESİ : Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/09/2009
NUMARASI : 2008/69 (E) ve 2009/1208 (K)
SUÇ : Dolandırıcılıık, özel beglede sahtecilik, iftira
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda;
Müşteki Mehmet’in işlettiği M.Rent A Car adlı iş yerine gelen sanığın, kendisini A.. B.. olarak tanıttıktan sonra A.. B.. adına düzenlenmiş üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sürücü belgesini göstererek 3 günlüğüne araç kiralayıp kira sözleşmesi imzaladığı, kira süresinin bitiminde aracı iade etmeyip ortadan kaybolduğu, müşteki Mehmet’in müracaatı üzerine mağdur A.. B.. hakkında oto hırsızlığı iddiası ile soruşturma yapılarak şüpheli sıfatıyla ifadesi alındıktan sonra hakkında takipsizlik kararı verildiğinin iddia ve kabul olunması karşısında, kamu kurumu olan Trafik Tescil Büro Amirliğinin maddi varlığı olan sürücü belgesi kullanılarak gerçekleşen eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması
suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı açısından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 30.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.