Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/16291 E. 2014/8650 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16291
KARAR NO : 2014/8650
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/104130
MAHKEMESİ : Hayrabolu Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/01/2010
NUMARASI : 2009/209 (E) ve 2010/11 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; katılan şirketin acentesi olan sanığın, Nisan 2009 ve Mayıs 2009 tarihlerinde müşterilerden tahsil ettiği 50.282,81. TL’yi katılan şirkete vermeyip, mal edindiği anlaşılmakla güveni kötüye kullanma suçunun işlendiğine dair mahkemenin kabulünde bir isabetszilik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın 16.12.2009 tarihli beyanında kısmi ödeme yaptığını belirtmesi, katılan vekilinin sanığın kısmi ödeme yaptığını, 10.02.2010 tarihli dilekçe ile de zararın kısmen giderildiğinden şikayetten vazgeçtiklerini beyan etmesi karşısında; katılan şirket yetkililerine 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi kapsamında kısmi ödemeye rızalarının olup olmadığı sorularak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Tayin olunan gün para cezasının, taksitlendirilmesi sırasında uygulanan kanun maddesinin karar yerinde gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
3-Sanığın, eylemi teselsül ettiği halde hükmolunan cezasının zincirleme suç hükümlerine göre artırılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.