Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/16057 E. 2014/8512 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16057
KARAR NO : 2014/8512
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/129780
MAHKEMESİ : Antalya 12. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2009
NUMARASI : 2009/703 (E) ve 2009/1581 (K)
SANIK : C.. O..
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, katılan A.Kargo Yurt İçi ve Yurt Dışı Taşımacılık A.Ş’nin Antalya Şarampol ve Çalkaya şubelerinde Şube Yönetmeni olarak çalıştığı, şirket yetkililerince yapılan denetimler sırasında sanığın sözkonusu şubelerde görevli olduğu sürelerde katılan şirketin indirimli tarife uyguladığı müşterilerin hesabından gönderme yapılıyormuş gibi işlem yaparak indirim uygulanmayan müşterilerin kargolarını gönderdiği, bu müşterilerden tam ücret aldığı halde, indirimli işlem yaptığını göstererek aradaki farkı mal edindiği ve bu şekilde A.Kargo Çalkaya Şubesinde çalıştığı 01/06/2007 -30/09/2008 tarihleri arasındaki dönemde 513,11 TL, A. Kargo Şarampol Şubesinde 01/10/2007-30/09/2008 tarihleri arasındaki dönemde 2.372,68 TL’yi zimmetine geçirdiği, iddia edilen olayda:
Sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmeyip para tahsil etme görev ve yetkisi bulunmadığı, bir süre sadece kendisine verilen şifre ile iş yerinde işlem yapıldığı, işlerin yürümesi için kendisine ait şifrenin diğer çalışanlar tarafından da kullanıldığı, aynı işyerinde çalışan T.Ç.ve C. Y. ın kendisine ait şifreyle yolsuzluk yaptıklarını öğrenip konunun araştırılmasını istediği yönündeki savunması, şirket çalışanı T.Ç.’ın usulsüzlük yapması nedeniyle işten çıkarıldığı ve bu kişi hakkında açılan davanın aleyhine sonuçlandığının belirtilmesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından Suça konu indirimlerin hangi personel tarafından hangi müşterilere hangi tarihte yapıldığına ilişkin şirket bilgisayar ve muhasebe kayıtları üzerinde konunun uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak, sanığın katılana ait Şarampol ve Çalkaya şubelerinde aynı anda çalışıp çalışmadığı, yargılamaya konu dönem ile ilgili olarak para tahsil etme görev ve yetkisi bulunup bulunmadığı, iddianamede belirtilen indirimli tarife uygulanan müşterilerin hesabından gönderme yapılıyormuş gibi indirimli olmayan müşterilerin kargolarını gönderme yetkisi olup olmadığı, usulsüzlük yapıldığı belirtilen şifrenin sanığa hangi tarihte verildiği, sanığın şifresini paylaştığını söylediği aynı yerde çalışan şirket çalışanlarına şifre tesliminin hangi tarihte yapıldığına ilişkin belgeler getirtilip, Tezai Çarman isimli şirket çalışanının aleyhine sonuçlandığı belirtilen dava dosyası incelenip sanık ile aynı iş yeri, aynı dönem ve aynı müşterilerle ilgili olup olmadığı tespit edilerek, gerektiğinde bu kişi de dinlenildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkkumiyetine karar verilmesi
Kabul göre de,
1-Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı ceza alt sınırdan belirlendiği halde yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle adli para cezası tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılmak suretiyle tespit edilerek sanığa fazla ceza tayini,
2-Sanığa verilen adli para cezaları takside bağlanırken dayanak kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6 maddesine aykırı davranılması,
3-Ertelenen hapis cezası kısa süreli olmadığı halde sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca anılan maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.