YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15604
KARAR NO : 2014/7002
KARAR TARİHİ : 14.04.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/141535
MAHKEMESİ : Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2009
NUMARASI : 2007/389 (E) ve 2009/1246 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın Mersin bölgesinde, katılan firmanın müşterilerinin işyerlerine koydukları soğutucuların teknik servis bakım ve onarım hizmetlerini yüklendiği, sanığın katılan firmanın müşterilerine herhangi bir hizmet sunmadığı halde, sunmuş gibi form düzenlediği, bu formları katılan firmaya verdiği ve ücretlerini katılan firmadan tahsil ettiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın suça konu eylemi serbest bir mesleğin ifası sırasında işlediğinin anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-i maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.