YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15597
KARAR NO : 2014/2495
KARAR TARİHİ : 12.02.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/140647
MAHKEMESİ : İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/05/2009
NUMARASI : 2008/237 (E) ve 2009/109 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir
İzmir Barosu Avukatlarından sanık V.. A..’ın katılan olan müvekkilinin satın almış olduğu İ..K..İ.. O..’in işletmecisinden 5 aylık kira bedeli olarak tahsil ettiği 22.500 TL ile gayrımenkulü müvekkiline devreden eski sahibinden tahsil ettiği 10.000 TL depozitoyu müvekkiline vermediği, uhdesinde tuttuğu belirtilen olayda;
Taraflar arasında avukat-müvekkil ilişkisinin söz konusu otelin satın alınması sırasında başladığı ve sanık avukatın müvekkili adına otelin kira döneminin yenilenmesi, kira paralarının tahsil edilmesi işlemlerini yaptığı, dosya içeriğinde sanığın katılan adına yaptığı başka bir hukuki yardıma ilişkin belge bilgi bulunmadığı, katılanın sanığa karşı açmış olduğu İzmir 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/492 esas, 2008/250 karar sayılı alacak davası dosyasının henüz kesinleşmediği de gözetilerek, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından, sanığın katılana sağladığı hukuki yardımların nelerden ibaret olduğu söz konusu paralar sanık tarafından tahsil edildiğinde doğmuş olan avukatlık ücreti bulunup bulunmadığı, yapılmış herhangi bir masraf bulunup bulunmadığı varsa ne kadar olduğu ve vekil edenin ödediği masraf miktarı da dikkate alınarak hapis hakkını kullanmayı gerektirir bir alacak bulunup bulunmadığının denetime olanak sağlayacak şekilde belirlenerek elde edilecek sonuca göre, sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.