Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/15285 E. 2014/5976 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15285
KARAR NO : 2014/5976
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/270989
MAHKEMESİ : Tavas Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/02/2011
NUMARASI : 2010/86 (E) ve 2011/31 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, askerlik arkadaşı olan katılan Recep’i arayarak bir akrabasının toprak altında altın bulduğunu satmak istediğini söylemesi üzerine katılan Recep’in Salih ile birlikte Tavas’a gittikleri burada kendilerine içinde 200 adet Osmanlı altını olduğunu söyledikleri poşeti gösterip yanlarında getirdikleri 5.000 TL’yi alıp altınları Vakıf Köyünde vereceğini söyleyip kaybolduğu şeklinde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Baştan belirlenen haksız menfaati elde etmek için sanığın, katılanı değişik zamanlarda birden fazla arayarak hileli hareketlerde bulunmasında zincirleme suç koşullarının oluşmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)Sanık hakkında; 5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesi gereğince hüküm kurulurken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hapis cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 01/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.