Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/15274 E. 2014/6320 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15274
KARAR NO : 2014/6320
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/268914
MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/11/2010
NUMARASI : 2006/930 (E) ve 2010/1008 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu halde 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır.
Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, katılanın internet ilanı ile satılığa çıkarttığı ….. plaka sayılı aracına müşteri olup, 11.000,00 TL bedel karşılığında anlaştıkları, sanığın keşidecisi G-Ay Dericilik olana 10.07.2006 keşide tarihli 12.000,00 TL bedelli çeki verip aracı fiilen teslim aldığı, aralarındaki anlaşma gereğince çekin vadesi geldiğinde tahsil edilip, aradaki 1.000,00 TL fark ile aracın devirinin sanığa verilmesi gerektiği halde, bir süre sonra katılanı arayan sanığın kaza yaptığına yönelik yalan söyleyerek, aracın kaskosunu yaptırabilmek için devrini alması gerektiğini, aksi halde tüm masrafların katılan tarafından ödenmesi gerekeceğini söyleyip hileli hareketlerle 16.06.2006 tarihinde aracın satışına ilişkin noterde düzenlenen yetki belgesini alarak, bu kez kendisi internette ilan verip tanık Temur Koyuncu’ya aracı satın aldığı fiyatın altında 8.500,00 TL bedel karşılığında noterde düzenlenen sözleşme ile sattığı, tanığın aracın devrini almak istediğinde üzerinde haciz olduğunu öğrenip katılanı araması üzerine gerçeğin ortaya çıktığı somut olayda; katılanın çekin karşılıksız çıktığını, yaptıkları araştırmada çeki keşide eden Hüseyin Balık isimli şahsın çekin düzenleme tarihinden yaklaşık bir yıl önce öldüğünü ve çek hesabının gerçekte var olmayan bir şirket adına açıldığını beyan etmesi karşısında, öncelikle çekin sahte olarak düzenlenip düzenlenmediği araştırılıp çek aslı duruşmaya getirtilerek gerekiyorsa bilirkişi incelemesi yaptırılıp ve ayrıca çekin unsurlarını taşıyıp taşımadığı, sahte olarak üretilmiş ise iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı incelenip özellikleri duruşma zaptına geçirildikten sonra sanığın eyleminin TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.