YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15183
KARAR NO : 2014/1910
KARAR TARİHİ : 05.02.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/268458
MAHKEMESİ : Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/05/2011
NUMARASI : 2009/458 (E) ve 2011/117 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılan Cavit’in, yurt dışında bulunan oğlu adına arsa almak istediği ve akrabası olan sanık Şeref aracılığıyla R..A.. Gayrimenkul Hizmetleri Bürosu’nda çalışan sanık Nuh ile tanıştığı, sanıkların, tapuda Z..S.. adına kayıtlı arsanın satışı için Zekiye’nin oğlu olan tanık M.. S.. ile görüşerek arsanın katılan Cavit’e 245.000 TL’ye satılması hususunda anlaştıkları, katılan Cavit’in paranın tamamını sanıklara vermesine rağmen, sanıkların tanık M..S..ye 95.000 TL eksik ödemede bulundukları, bunun üzerine tapuda devir işlemleri esnasında tanık M..S..nin sattığı arsa üzerine 95.000 TL’lik ipotek koydurduğu, arsanın ipotekli olarak katılan Cavit’e satıldığı, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için katılanın tekrar ödemede bulunduğu, sanıkların bu şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda; mahkemece delil yetersizliği nedeniyle sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş ise de; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle soruşturma aşamasında ifadesi alınan M.. S..’ın tanık olarak dinlenmesi ve sanıklardan tam olarak ne kadar para aldığı hususunun açıklığa kavuşturulması, yine taşınmazın satışından sonra sanık Nuh’un imzaladığı 13.12.2006 tarihli taahhütnamenin ne için verildiğinin sanıktan sorularak taahhütnamede bahsi geçen 95.000 TL’nin C..C..’den ne için alınacağının açıklattırılması, yine sanıkların katılana suç tarihinde başka bir taşınmazın devrini yapıp yapmadıklarının araştırılması ve var ise buna ilişkin tapu kayıtlarının dosya içerisine konulması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 05.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.