YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15156
KARAR NO : 2014/5851
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/248968
MAHKEMESİ : Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2010
NUMARASI : 2009/228 (E) ve 2010/968 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında hükmolunan ceza miktarına nazaran, sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, aslında hiçbir ilgisi olmadığı halde, İktisadi ve Sosyal Araştırma Derneği Başkanı olduğunu belirterek ve dernek tabelasını da asarak bir yazıhane açtığı, katılanın ekonomik durumunun yükselteceğini belirtip, katılanı ilgili derneğe üye olarak kayıt edeceğini söyleyerek katılandan 2.600 TL parayı tanıklar H.. A.. ve T.. A.. huzurunda aldığı, derneğe üye olduğunu gösteren bir belge verdiği, daha sonra bu parayı katılana tekrar iade etmediği gibi ortadan kaybolduğu, böylece dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın İktisadi ve Sosyal Araştırma Derneği Başkanı gibi kendisini tanıtarak bu derneğin maddi varlıkları olan tabelayı ve belgeleri kullanarak katılanı aldatıp menfaat temin ettiğinin iddia edilmesi karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen derneğin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.