YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15094
KARAR NO : 2013/1921
KARAR TARİHİ : 04.02.2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala Zarar Verme, Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığına, suç tarihi olan 19/11/2008-15/12/2008-14/04/2009 tarihlerinin yazılmamış olması, mahallinde düzeltilebilir bir hata olarak görülmüştür.
1- Sanığın, 14/04/2009 tarihindeki mala zarar verme eylemi ve 15/12/2008 tarihindeki infaz koruma memurları … ve …’a yönelik tehdit eylemi nedeniyle verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Sanığın, 14/04/2009 tarihinde hükümlü olarak buluduğu Nazilli E tipi Kapalı infaz kurumunda kalmakta olduğu müşahede odasında, kendisinin koğuşa geri gönderilme talebinin kabul edilmemesi üzerine, kuruma ait yatağı yırtarak pamuklarını etrafa saçıp yakmak isterken görevlilerin müdahalesi ile etkisiz hale getirildiği ve yangın başlamadan olayın önlendiği ayrıca 15.12. 2008 tarihinde rutin tedavisinin ardından revirden çıkışı esnasında koridorda bulunan plastik levhaları alarak diş tabip odasının önüne gelip kapısına tekme atmak suretiyle kilitli odayı açtığı ve diş doktorunun kullandığı bazı aletleri eline alarak infaz memurlarına “beni hastaneye göndermezseniz sizi vuran ben olmayayım” demesi şeklinde gelişen eylemlerinin kamu malına zarar verme ve tehdit suçlarını oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın üzerine atılı tehdit suçunu tanık beyanlarına göre ucu sivri olan ve 5237 sayılı TCK’nın 6/1-f maddesine göre silah sayılan diş doktorunun kullandığı bazı aletlerle işlemesi karşısında 5237 sayılı TCK’nın 106/2-a maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanığın,19/11/2008 ve 22/11/2008 tarihli mala zarar vermek eylemi nedeniyle, verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın 19/11/2008 ve 22/11/2008 tarihlerinde hükümlü olarak buluduğu Nazilli E Tipi Kapalı İnfaz Kurumu’nda kalmakta olduğu müşahede odasındaki yatak ve nevresimleri yakması şeklindeki eylemlerinin kamu malına yakarak zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsilik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 152/2-a maddesi uygulanırken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden en üst sınırdan arttırım yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.