YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15054
KARAR NO : 2014/5855
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
Tebliğname No : 6 – 2010/207653
MAHKEMESİ : Tekirdağ Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2010
NUMARASI : 2010/44 (E) ve 2010/220 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma (değişen suç vasfına göre hırsızlık)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suça sürüklenen çocuğun, kız arkadaşıyla gezmeye çıkacağını, yanında bir telefon bulunması gerektiğini söyleyerek, bir süreliğine kullanmak üzere şikâyetçiden telefonu emanet olarak aldıktan sonra, paraya ihtiyacı bulunduğu gerekçesiyle telefonu başkasına sattığı ve şikâyetçiye iade etmediği, çocuğun suçunu ikrar ettiği, böylece güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Şikâyetçinin cep telefonunu belli bir süre kullanmak üzere suça sürüklenen çocuğa teslim ettiği, bu teslime rağmen telefonun iade edilmediği olayda, zilyetliğin suça sürüklenen çocuğa devredildiği, geçici tesliminin söz konusu olmadığı, bu nedenle eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesi kapsamında güveni kötüye kullanma suçu kapsamında kaldığı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek hırsızlık suçundan hüküm kurmak suretiyle fazla ceza tayini,
2-Kabule göre de; Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliği’nin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği takdirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.