Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/14874 E. 2014/6003 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14874
KARAR NO : 2014/6003
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/265926
MAHKEMESİ : Adana 15. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2011
NUMARASI : 2010/351 (E) ve 2011/76 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; katılanın sanığa kendi adına icra dairelerinde açık artırmaya girmesi için vekaletname verdiği, Adana 10. İcra Dairesi Müdürlüğünün 2009/1279 nolu dosyasında sanığın açık artırmaya girerek dosyada hacizli bulunan gayrimenkulu satın aldığı, ihale bedeli olan 79.000 TL üzerinden KDV’nin %1 yerine %18 olarak yanlış hesaplanması sonucunda Adana 3. İcra Hukuk Mah. 2009/938-1131 sayılı kararı ile katılana fazla yaptığı KDV ödemesinin iadesine karar verildiği, katılan adına tahakkuk edilen 13.430.00 TL ‘nin vekaletnameye istinaden İcra Dairesinin 16/10/2009 tarih ve 6963 sayılı makbuzuyla sanık tarafından tahsil edildiği, sanığın bu parayı katılana iade etmeyerek uhdesinde tutmak şeklinde gerçekleşen eylemin TCK’nın 155/1 maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun hukuki vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.04.2010 tarihli ve 2010/4-71 E, 2010/76 K sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesiyle, ceza infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesi, denetim süresi, ertelemenin yasal sonucu olduğundan, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyecektir. Bu kapsamda sanık hakkında TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükümleri uygulanırken denetim süresinin eksik belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.