Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/14827 E. 2014/6186 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14827
KARAR NO : 2014/6186
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/212895
MAHKEMESİ : Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2009
NUMARASI : 2008/5 (E) ve 2009/606 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Mağdur Özlem’in, işletmeciliğini yaptığı Etüt Eğitim Merkezi’nin %50 hissesini satacağına dair gazete ilan verdiği, bu ilanı gören sanık Burcu’nun hakkında aynı olay nedeniyle dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verilen diğer sanık Erdem ile birlikte mağdur Özlem’e ait işyerine gittikleri, sanık Erdem’in, G.Tat Ürünleri isimli işyerinin sahibi olduğunu, Yenice’de fabrikası olduğunu söylediği, sanık Burcu’yu ise müdürü olarak tanıttığı, işyerini 80.000 TL’ye alabileceklerini söyleyerek sanık Erdem’in 5.000 TL’lik teminat senedi imzalayıp verdiği, sanıkların bu şekilde birkaç gün işyerini kullandıkları ve bu işyerine eleman alacaklarını söyleyerek gazeteye ilan verdikleri, bu ilanı gören şikayetçi Melahat’ın da sanıklarla irtibata geçtiği ve işyerine giderek iş başvurusu için görüşme yaptığı, bir süre sonra sanıkların birlikte şikayetçi
Melahat’ın evine gittikleri ve görüşme yaptıktan sonra işe aldıklarını söyleyip evden ayrıldıkları, yaklaşık 1 saat sonra sanık Erdem’in şikayetçi Melahat’ı arayarak limanda araçlarının arıza yaptığını, araçta et olduğunu ve bozulacağını, 300 TL paraya ihtiyaçları olduğunu, pazar günü olması nedeniyle kimseye ulaşamadıklarını söyleyerek para istediği, şikayetçi Melahat’ın eve gelen ve kendisini sanık Erdem’in şoförü olarak tanıtan kişiye 200 TL para verdiği, ancak sanıkların şikayetçi Melahat’ı işe almadıkları gibi parasını da iade etmedikleri ve bu şekilde dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda;
1-Hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık Erdem’in savunmasında, sanık Burcu’yu da işe aldığını, kendisiyle üç gün çalıştığını, avans istediği için işten çıkarttığını beyan etmesi, sanık Burcu’nun da savunmasında suçlamayı kabul etmediğini, sanık Erdem’in yanında yönetici sekreter olarak çalıştığını ifade etmesi karşısında, sanığın diğer sanık Erdem’in eylemlerine suç işleme kastıyla iştirak ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde dosya kapsamına uygun olmayan ve yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de ;
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.