Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/14674 E. 2014/6041 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14674
KARAR NO : 2014/6041
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/129037
MAHKEMESİ : Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/03/2010
NUMARASI : 2009/439 (E) ve 2010/96 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de;“Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkânını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Sanık S.. U..’un Mavi Ev Tekstil Ticaret Limited Şirketi’nin yetilisi olmadığı halde, katılan V.Ev Tekstil ve Dayanıklı Tüketim Malları Medikal Pazarlama San. Tic. Ltd. Şti.’den satın alınan mallara karşılık M. Ev Tekstil Ticaret Limited Şirketi’nin Yapı Kredi Bankası Siteler Şubesi nezlindeki hesabına ilişkin 9424735 nolu çek yaprağını 09.08.2008 tarihinde 10.000 TL bedelli olarak keşide ederek katılan şirkete verdiği iddia edilen olayda; tanık M.. E..’in suça konu çekin yanında sanık S.. U.. tarafından imzalandığı beyan etmesine rağmen, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, suça konu çek üzerindeki yazı ve imzaların sanık S.. U..’a ait olmadığının tespit edilmesi, sanık S.. U..’un savunmasında, suça konu çekin D. Ş. tarafından düzenlendiğine bildirmesi karşısında, gerçeğin şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması bakımından; M. Ev Tekstil Ticaret Limited Şirketi yetkilisi olan Dilek Şahin’in celp edilerek suça konu çeki düzenleyip düzenlemediğin sorulması, gerekli görüldüğü taktirde Adli Tıp Kurumunu Krimal Daire Başkanlığı’ndan çekteki imza ve yazıların Dilek Şahin’e ait olup olmadığı yönünde yeniden rapor alınması sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.