Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/14670 E. 2014/6046 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14670
KARAR NO : 2014/6046
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/128136
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/02/2010
NUMARASI : 2009/1405 (E) ve 2010/66 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için ise; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Katılan Sadiye’nin, sanığın sahibi olduğu kuyumcu dükkanına giderek muhtelif cins ve miktarda 86 gr altını evde saklamanın zor olduğundan bahisle işyerinde saklaması ve değerlendirmesi için sanığa teslim ettiği, karşılığında
sanığın katılan’a her ay bir adet çeyrek altın vermesi konusunda anlaştıkları, sanığın anlaşmaya istinaden üç ay süreyle katılan’a bir adet çeyrek altın verdikten sonra işyerini kapatarak ortadan kaybolduğu iddia ve kabul edilen olayda; suça konu altınların katılan tarafından iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere sanığa rızayla tevdi ve teslim edilmesi, sanığın altınları katılandan teslim alırken herhangi bir hileli söz ve davranışının bulunmaması karşısında, sanığın sübut bulan eyleminin TCK’nın 155/2. maddesinde belirtilen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.