Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/14653 E. 2014/6335 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14653
KARAR NO : 2014/6335
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/117393
MAHKEMESİ : Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2009
NUMARASI : 2009/319 (E) ve 2009/470 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Katılanın borçlu sanığın alacaklı olduğu 250 TL bedelli bononun, metin kısmı boş olarak verildiği, sanık tarafından rakam kısmının önüne sonradan ekleme yapılarak ve metin kısmı da buna göre doldurularak bononun 8250 TL bedelli olarak tarafından icra takibine konu edilmek suretiyle, kamu kurumu aracı kılınarak dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunun işlendiğinin iddia edildiği somut olayda; sanığın savunmasında geçen ve kendisinin katılana 8250 TL borç verdiğini gördüğünü bildirdiği Metin Yıldırım ve Elif Horzum’un tanık olarak ifadeleri alınıp, bonodaki tahrifattan sonra icra takibine konulduğu hali itibariyle iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda adli tıptan rapor aldırıldıktan sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.