Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/14624 E. 2014/6198 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14624
KARAR NO : 2014/6198
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/109942
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2009
NUMARASI : 2007/662 (E) ve 2009/1008 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Tekne sahibi olan, ancak belgeleri hazır olmadığı için ÖTV’siz mazot alamayan müştekinin yanında tayfa olarak çalışmaya başlayan sanığın bildiği bir petrol istasyonundan ucuz mazot alabileceğini iddia ederek, müşekinin kabul edip birlikte gitmelerini istemesi üzerine, diğer tayfa olan tanık T.. K.. ile birlikte ucuz mazot almak için belirttiği beldeye vardıklarında, sanığın tanık T.. K..’e beklemesini, kendisinin mazotu alıp geleceğini söyleyerek tanıkta bulunan 1.200 TL’yi alarak bir daha da dönmediği olayda, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın 300 TL’yi avans olarak aldığını, sonrada katılana ödediğini beyan etmesi, tanığın istinabe suretiyle alınan ifadesinde, “sanığın aldığı 1200 TL’nin 900 TL’sini geri aldığını da biliyorum” şeklindeki beyanı karşısında, katılana kısmi ödemeye muvafakatı olup olmadığı sorularak elde edilecek sonuca göre 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesinin sanık lehine uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.