Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/14619 E. 2014/6244 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14619
KARAR NO : 2014/6244
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/109553
MAHKEMESİ : Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2009
NUMARASI : 2008/801 (E) ve 2009/845 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1) Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
Kumaşsan isimli firmanın yetkilisi olan katılan K.. K.. ile sanıkların yetkilisi bulundukları MNS firması arasında fason üretim yaptırılması hususunda sözleşme imzalandığı, bu kapsamda katılanın sanıklara teslim ettiği ipliğin sanıklarca ücreti mukabilinde dokuma yapılıp iade edilmesi gerekirken ürettikleri kumaşı satışa arz etmek üzere kesimhaneye göndererek haksız olarak mal edindikleri iddia olunan olayda, alınan bilirkişi raporunda sanıkların teslim aldıkları ipliğe karşılık katılana 1.542,02 TL değerinde eksik kumaş teslim ettikleri ancak kumaş imal edilirken %5 oranında fire verilebileceği, iplik ile dokuma arasında %100 denklik sağlanamayacağı görüşünün belirtildiği, sanıkların aşamalardaki beyanlarında suçlamayı reddederek kendilerine teslim edilmeyen mallar teslim edilmiş gibi kabul edilerek, yalnızca katılanın belgeleri esas alınıp bilirkişi incelemesi yapıldığını beyan ettikleri, ayrıca tanık A. B.’ın işyerinde ele geçen kumaşın kendilerine ait olduğunu belirtmeleri karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; her iki tarafın da tacir oldukları gözetilerek ticari defter ve kayıtları celp edilip dosya muhasebe ve tekstil hususunda ehil bilirkişi heyetine tevdi edilerek, sanıkların sevk irsaliyelerinin bir kısmında imzalarının bulunmadığı, dolayısıyla kendilerine teslim edilmeyen mallar da teslim edilmiş gibi kabul edilerek bilirkişi raporu düzenlendiği iddiaları dikkate alınarak sanıkların uhdesinde katılana ait iplik ve kumaş bulunup bulunmadığının belirlenmesi, işyerinde arama yapılıp bir miktar kumaş elde edilen tanık A.B.ın beyanına başvurulup, sanıklara kumaşın aidiyetine ilişkin belgelerinin bulunup bulunmadığı da sorularak, ele geçen kumaşın kime ait olduğunun kesin olarak belirlenmesinden sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabule göre de; hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ile sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.