Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/14617 E. 2014/6248 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14617
KARAR NO : 2014/6248
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/109079
MAHKEMESİ : Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2009
NUMARASI : 2007/782 (E) ve 2009/724 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1)Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
Koza Kozmetik isimli işyerinde satış elemanı olarak çalışmakta olan sanığın, olay günü akşam iş çıkışı durumundan kuşkulanılması üzerine çantası kontrol edildiğinde yetkililerin haberi olmaksızın bir miktar kozmetik malzemesini uhdesine geçirmek isterken yakalandığı olayda, aynı gün sanığa sonradan ortaya çıkabilecek eksikliklerden de kendisinin sorumlu olduğuna dair tutanağa imza attırıldığı, sanığın olayın şoku ile ve yakalanmasının etkisi ile sorgulamadan tutanağa imza attığı, sonradan yapılan sayımlarda bir takım eksiklikler tespit edildiği belirtilse de bu malzeme noksanlarından sanığın sorumlu olduğuna ilişkin delil bulunmadığı da dikkate alındığında, suçun zincirleme şekilde işlendiği söylenemeyecek olup, sanığın olay günü yakalanmış olması karşısında, eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde suçun tamamlandığı ve zincirleme şekilde işlendiği kabulü ile sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi,
2)Suç teşebbüs aşamasında kalmış olup, sanığın yakalandığında üzerinde ele geçen kozmetik malzemesinin bedelini ödemiş olması, katılan firmanın zararın söz konusu olmaması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin bu husus gözetilerek yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3)Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.