Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/14613 E. 2014/6251 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14613
KARAR NO : 2014/6251
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/108843
MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2009
NUMARASI : 2009/34 (E) ve 2009/481 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.
Şikayetçiden cep telefonunu kısa süre kullanıp iade etmek üzere teslim alan sanığın, şikayetçinin yanından ayrılıp, daha sonra istediğinde telefonu iade etmemesi şeklinde gelişen olayda, Yargıtay CGK’nın 12/06/2012 tarihli, 2011/15-440 E, 2012/229 K sayılı ilamında belirtildiği gibi, başlangıçtan itibaren hırsızlık kastıyla hareket ettiği anlaşılan sanık ile şikayetçi arasında yasa koyucu tarafından güveni kötüye kullanma suçunun oluşması amacıyla aranan nitelikte, zilyetliğin devrine ilişkin, tarafların aldatılmamış özgür iradeleriyle kurulan ve hukuken geçerli olan bir sözleşme, dolayısıyla hukuksal anlamda geçerli bir zilyetlik devrinin bulunduğundan ve sözleşme sonucu meydana gelmiş olan güvenden söz edilemeyeceğinden, sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu ve bu suça ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, sanığa verilen ceza yönünden kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.