Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/13931 E. 2013/18518 K. 26.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13931
KARAR NO : 2013/18518
KARAR TARİHİ : 26.11.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.
Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.
Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
1- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz istemi ile sanık müdafinin vekalet ücretine ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen hırsızlık suçundan doğrudan doğruya zarar görmeyen katılan banka vekilinin, kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceğinden, katılan banka vekilinin temyiz istemi ile sanık müdafiinin, yüzüne karşı tefhim olunan 01.07.2011 tarihli beraat hükmüne yönelik, yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 22.08.2011 havale tarihli dilekçesi ile vaki temyiz talebinin,
5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Somut olayda; sanığın, katılanın…. Şubesine ait çek yaprağını rızası olmadan alıp doldurularak …. Şubesinden 100.000 TL’lik kredi çekilirken güvence olarak vermek suretiyle hırsızlık, dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilmiş ise de; sanık …’nin babası olan ve vefat etmesi nedeniyle hakkında düşme kararı verilen diğer sanık … ile müşteki … arasında ticari ilişkiler bulunduğu, bu ilişkiler içinde bazen müştekinin kendisine ait çek defterinden bir kısım çekleri imzalayarak teminat olarak kullanması için sanık … … verdiği, müştekinin suç konusu çeki imzalamadığını ve rızası dışında elinden çıktığını, bir biçimde sanıkların aradaki ilişkiyi kullanarak almış olabileceklerini belirttiği, bu çekin sanıkların sahibi bulundukları üç kardeşler petrol firmasının ….Şubesinden önceden alınan krediye karşılık 29/04/2008 günü teminat olarak verildiği, kredinin ödenmemesi üstüne bankaca icra takibine geçildiği, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre, çekteki imzanın sanığa ait olmadığının tespit edildiği, sanığın suça konu çeki hesap sahibinin rızasının dışında ele geçirip kullandığına ilişkin cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 26/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.