Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/13558 E. 2014/660 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13558
KARAR NO : 2014/660
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/128969
MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2010
NUMARASI : 2010/316 (E) ve 2010/424 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, su taşıma işi yapan şikayetçi D.. A..’ün yanına giderek kendisini Nihat olarak tanıtıp, işi aradığını ve kamyon şoförlüğü yapabileceğini söylediği, şikayetçinin sanıkla birkaç yere su götürerek onun şoför olup olmadığını kontrol ettiği ve kendisine ait … plakalı su kamyonunu su dağıtması için sanığa verdiği, sanığın kamyonu alarak su dağıtmak için oradan ayrıldığı, aynı gün aracın lastiklerini çıkartıp 200 TL’ye sattığı, kamyonda bulunan akaryakıtı da 150 TL karşılığında sattığı, aracı da götürüp otoparka bıraktığı, şikayetçinin araştırmaları sonrası yakalattığı olayda;
Sanığın temyiz dilekçesinde atılı suçu kimliğini ele geçiren köylüsü M. K..’nin işlediğini, daha öncede kimlik bilgileri ile idari ve adli suç işlediğini ve yargılandığı beyan etmesi ve bu hususta temyiz dilekçesine ekli olarak mahkeme kararı ve bilirkişi raporunu delil olarak ibraz etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için şikayetçi ile sanık ve adı geçen M.K.. usulüne uygun olarak yüzleştirilip, gözaltına alıp tutuklandığı dosya kapsamından anlaşılan eylemi gerçekleştiren şahsın soruşturma aşamasında alınan parmak izi ve fotoğrafları ile M.. Y.. ve M. K..’nin parmak izi ve fotoğraflarının karşılaştırması yapılıp eylemi gerçekleştiren kişinin sanık olup olmadığı kesin bir şekilde saptanıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de,
Sanıklar hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/01/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.